Sık ağaçlı bir ormanın içinde, ıssız bir kumsalın kenarında veya dağın başındaki bir düzlükte… Kamp yapmak bana hep heyecan uyandırmıştır. Ne var ki bu yaşıma kadar bunu hiç deneyimlememiştim. Ali ve ben bir süredir kendimize güzel bir çadır alıp kamp hayatına giriş için ilk adımları atmak istiyorduk. Youtube videoları izleyip, kamp ipuçları blogları okumaktan gına gelmişken sonunda yakın arkadaşlarımız Seval ve Tuna ile ilk kampımızı planladık. Çadır ve uyku tulumları alındı. Sırt çantası hazırlandı ve bir bilinmeze doğru yola çıkıldı. İstikamet; Sülüklü Göl’dü.
İstanbul – Sülüklü Göl arası mesafe yaklaşık 210 km. Yol 3,5 saate yakın sürdü. Sapanca’yı geçtikten bir süre sonra Milli park sınırlarına girdikten sonra yol zorlaşıyor. Toprak yolda ilerlemek biraz zahmetli. Bu yüzden buraya geleceğiniz aracın yüksek olması avantaj sağlayacaktır.
Kamp alanına erken gelmenin çok önemli olduğu bir yer burası. Çünkü düzlük alan az. Eğer siz de bizim gibi uyurken sağa sola kaymamak için çaba sarfetmek istemiyorsanız olabildiğince erken saatte gelip yerinizi belirleyin. Çadırınızı kurun ve ocağınıza çay suyunu koyun. Burada en önemli şey erken gelip yer ayarlamak.
Biz neredeyse öğleye doğru ulaşabildiğimiz için biraz eğimli bir yerde konakladık. Sabah uyandığımda çadırın orta yerinde uyanmıştım :)) Kampçılar ne demek istediğimi anlarlar. Giderken marketten alışveriş yaptık. Yol üstünde odun satan birçok yer vardı. Bir yerden güzel birkaç parça odun aldık. Çadırımızı kurar kurmaz bir kısmımız çalı çırpı bulmaya ormanın içine ilerledi. Bir kısım atıştırmalık şeyler hazırladı. Kamp işi yalnızken veya iki kişiyken güzel olduğu gibi küçük bir grupla gitmenin avantajları büyük. Özellikle çok ıssız bölgelerde size biraz daha güven veriyor kalabalık olmak. Birde bulunduğunuz alan ayı popülasyonu ile ünlüyse, nerede çokluk orada iyilik diyebiliriz. :)))
Sülüklü Göl ‘de Konaklama
Biz Sülüklü Göl ‘e Nisan ortasında gittik ancak gece sıcaklık 2 dereceye kadar düşmüştü. Elbette daha önce 2 derecede hiç dışarıda uyumadığım için donduğumuzu falan sandım. Bir endişe hatta panik atlattıktan sonra biraz da olsa uyumayı başarabildim. Bununla ilgili youtube videosunu yazının en altına ekliyorum. Eğer ilk veya sonbaharda gelecekseniz yanınızda 2-3 derece konfor derecesi olan bir uyku tulumu bulundurun.
Sabah gölden gelen kurbağa sesleri 5:30 gibi başlıyor. Güne erkenden uyanıp çadırınızı araladığınızda harika bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Çadırdan hemen çıkmadan keyif yapmayı unutmayın.
Sülüklü Göl için son olarak size birkaç önerim var;
- Giderken eksiksiz alışveriş yapın, özellikle su için… En yakın bakkal yaklaşık 45 dakika uzaklıkta olabilir.
- Odun ayarlamayı unutmayın. Birçok çadır alanının hemen yanında ateş yakmak için yerler var. Ancak geceler oldukça serin olabiliyor. Ateşiniz sönmesin.
- Varsa yanınıza olta alabilirsiniz. Gölde balık tutmak serbest.
- Tuvaletler facia! Tuvalet yokmuş gibi hazırlığınızı yapın. (tamamen doğal ortam) :)))
- 1 günden fazla kalmayın.
- Yanınızda kireç bulundurun. Çadırın etrafına serperseniz su yılanları veya diğer sürüngenlerden kendinizi koruyabilirsiniz.