Japonya’da görmek istediğim en ücra tapınakları veya Bali’de pirinç tarlaları üzerine kurulu gizli cafeleri dünyanın her yerinde gitmek istediğim her yeri tamamen ücretsiz ve çevrimdışı olarak bana gösteren bir uygulama var. Yaklaşık yedi yıldır kullanıyorum ve her seferinde şükrediyorum. Tek bir kötü yanı var, sokaklarda asla kaybolamamanız. Yani elinden telefonu bırakıp özgürce dolaşabilecek kadar şehri öğrenmek, orada ne kadar çok vakit geçirdiğinle orantılı. Her zaman hayalimiz çok sevdiğimiz şehirlere ikinci, üçüncü hatta onuncu kez gitmek ve bir yön bulmak için harita kullanmamak. Ama yepyeni bir şehir için, özellikle yön sormayı sevmeyen birisi için bu uygulama hayat kurtarıcı.
Eskiden olsa şehre girişte önce bir şehir haritası edinin derdim. Şimdi yine edinin ama hatıra olarak. :)) Şimdi size şehir haritalarına olan ihtiyacınızı yok edecek, gps ile çalışan bu harika seyahat uygulamasından bahsedeyim.
MAPS ME NASIL KULLANILIR?
Öncelikle uygulamayı telefonunuza ücretsiz indirin. Sonra gitmek istediğiniz ülkeyi ve şehri bulun. Maps me bölge bölge indirdiğiniz harita üzerinden çalışıyor. Yani Fransa için önce Fransa’daki şehri belirlemeniz ve bu haritayı indirmeniz gerek. Oldukça ayrıntılı olduğu için ülkenin tamamını değil yalnızca gideceğiniz bölgenin haritasını indirmenizi öneririm. Çünkü her birinin bir boyutu var ve sizi ilgilendirmeyen bölgeler telefonunuzda gereksiz yer kaplayacaktır.
İndirme isteği, uygulamayı açtığınızda karşınıza çıkan haritadan o bölgeye zoom yaptıkça belirecek. İndirme işleminden sonra en güncel harita bilgisi elinizin altında. Sırada, daha önceden planladığınız gitmek istediğiniz noktaları harita üzerinden işaretlemek var. Tüm noktaları işaretledikten sonra, çevrimdışı harekete hazırsınız.
Bölgeye gittiğinizde, otelden (otelinizi veya kalacağınız yeri de işaretlediğinizi umuyorum) gitmek istediğiniz noktayı seçip ”varış yeri” olarak belirleyin. Hemen üstte çıkacak banttan yürüme,araba, toplu taşıma ve hatta bisiklet seçeneklerinden birini seçin. Toplu taşımanın mümkün olmadığı bölgelerde veya yürümeyi tercih ettiğiniz zaman, mesafeyi, dakikasını hatta yolun eğimini bile gösterir. Güzel bir püf noktası daha: Toplu taşıma seçeneğinde şehirlerdeki metro istasyonları ve buradan yürüme mesafeleri dahil gözükür. Bu, özellikle gelişmiş metro ağı olan avrupa ülkelerinde çok işinize yarar. Örneğin. Louvre müzesinden Montmartre tepesine çıkmak istiyorsunuz. Bu noktaları işaretlediğinizde karşınıza çıkacak toplu taşıma önerisi şöyle olur ”… durağından sarı metroya bin, … durakta yeşile aktarma yap … durakta indikten sonra yürü.”
Kaydedilen tüm bölgeler için kişisel notlar yazabileceğin bir bölüm de var. Bu size bölge ile ilgili iyi bir data oluşturma imkanı sağlar. Ayrıca offline olduğunuz için sırf yön bulmak uğruna internet paketi almanıza da gerek kalmaz. Uygulamayı çok uzun zamandır kullandığım için beş yıl önce gittiğim bir yere tekrar gitmeye kalktığımda haritayı güncellemem gerekir. Harita yenilenir ancak işaretlediğiniz noktalar bozulmaz. Böylece gittiğiniz heryer kayıt altındadır, unutulmaz. Maps Me, sizi asla yarı yolda bırakmaz!
Sanırım beni en az seyahatin kendisi kadar mutlu eden şey, Seyahati Planlamak. Biliyorum, bir çoğunuz bundan hiç ama hiç hoşlanmıyor. Hatta çoğu kez özellikle yurt dışı gezilerinde turları tercih etme sebebimiz de sırf bu yüzden. Hazırlanmış bir gezi planı, size sadece bavulunuzu hazırlamayı gerektirse de eksik kalacak çok şey olacağını söyleyebilirim. Öncelikle seyahatinizi kendiniz planladığınızda, gideceğiniz yer ile ilgili size anlatılanlardan çok daha fazla şey aklınızda kalıyor. Daha fazla veya daha az görmek isteyeceğiniz yerler olabilir. Büyük bir tur vasıtasıyla gitmişseniz o güzel manzaralı yerde biraz daha vakit geçirmek için sadece iç çekebilirsiniz :))
Biz, yani Ali ve ben, neredeyse her zaman kendi seyahatimizi planlıyoruz. Bir Yusufçuk Havalandı Planlaması diye bir şey bile var diyebilirim 🙂 Gittiğimiz ülkede daha fazla şehir görmek isteyip, ülkede ulaşımın yeterli olmadığını gördüğümüzde şehirdeki turlara başvurduğumuz oluyor. Bunun kesinlikle daha ucuz olduğunu ve zaman tasarrufu yarattığını söyleyebilirim.
Konu ile ilgili bir örnek vermek isterim. İrlanda kesinlikle Dublin ile sınırlı kalınmaması gereken bir yer. Ülkenin doğusu veya kuzeyini görmeden İrlanda’yı tanımak mümkün değil. Dublin’de araç kiralayıp farklı şehirleri gezmek elbette mümkün. Ancak ülkede trafik soldan akıyor, trafik kuralları çok daha farklı ve park yasakları çoğu zaman şaşırtabiliyor. Araç kiralama ve benzin ücretini hesapladığınızda astarı yüzünden pahalı olabiliyor. Bu yüzden şehirdeki turlarla görüşüp görmek istediğiniz ve daha fazla vakit geçirmek istediğiniz yerleri belirleyip uygun olanı satın almak daha avantajlı kalıyor. Elbette tamamen özgür olamıyorsunuz ama otobüsün camından izlediğiniz İrlanda yol manzarasının araç kullanmanızı zaten engelleyeceğine garanti verebilirim :))
Şimdi gelelim iyi bir Seyahat planı nasıl yapılır sorusuna.
1. GEZİ BLOGLARI
Bir blog yazarı olarak zevkle okuyup takip ettiğim bloglar var elbette. Bunları ayrı bir yazıda sizinle paylaşacağım. Ama eğer bir gezi planı yapacaksanız, gideceğimiz yer ile ilgili yazısı olan birkaç blog okumak çok önemli. Ülkenin para birimi, konuşulan dil, görülmesi gereken yerler, tarihi yerler, müzeler vs. Ayrıca ülkenin vize şartlarını nedir? Kapıda vize almak mümkün mü? Okurken defterinize not almayı unutmayın.
Bu kişisel bloglarda gezi sırasında size çok yardımı olacak bilgiler çıkıyor. Hatta bence ülke veya şehir ile ilgili birçok şeyi bu blog sayfalarından öğreniyorsunuz. Google aramalarında birçok genel bilgiye ulaşmak mümkün olsa da bloglarda en iyi manzara noktaları, en leziz yerel dondurmacı veya havaalanından en ucuz ve hızlı ulaşım gibi püf noktaları çıkabilir. Veya bazı ülkelerde paranızı hani döviz dükkanında bozdurmanız gerektiği bile yazar. Öyle demeyin.. Euro çok para.. :((
2. UÇAK BİLETİ
Bir gezinin en büyük kalemlerinden biri, uçak bileti. Bu yüzden iyi araştırmakta fayda var. Bunun için birkaç farklı internet sitesinden yararlanmak mümkün. İlki, hepimizin bildiği Skyscanner. Birçok hava yolları içinde en ucuz veya en kısa bekleme süresi olan aktarmaları sıralayabileceğiniz bir kaynak. Bazen hava yolunun kendi internet sitesinden bile daha uygun fiyatlar edinebiliyorsunuz.
Bir başka uçak bileti sorgulama sitesi Kayak, size güzel bir fırsat sunuyor. Gitmek istediğiniz şehri ve yön seçeneğini işaretledikten sonra tarih kısmında noktalama işareti ile en iyi fiyat seçeneği olan tarihleri gösteriyor. Yani eğer seyahatinizi ucuz uçak bileti bulacağınız tarihlere göre ayarlama fırsatınız varsa önce buraya bakıp uygun tarihleri belirleyerek planlamanızı bunun üzerinden yapabilirsiniz. Yurt dışı için sadece İstanbul kalkışlı değil İzmir, Ankara hatta bazı yerler için Antalya kalkışlı uçakları seçerek bakarsanız inanılmaz ucuz seçeneklerle karşılaşmanız mümkün.
3. KONAKLAMA
3 seçeneğiniz var. Otel-Hostel, Airbnb ve Çadırlama. İlk seçenekte daha önce gezmek istediğiniz bölgeleri not alıp, haritadan işaretledikten sonra bu bölge içerisinde bulunan otelleri araştırmalısınız. Bunun için benim tek kullandığım site Booking.com hayati önem taşıyor. Booking’de gitmek istediğiniz şehri ve tarihi girdikten sonra haritayı göster kısmından bölgenize yakın otelleri seçerek eleme yapabilirsiniz. Bunun için ayrıntılı Booking Kullanma Kılavuzu yazımı inceleyebilirsiniz.
İkinci seçenek, Airbnb evleri. Tüm dünyada oldukça yaygın olan bu konaklama biçimi benim favorim. Ülkeyi tanımak ve yerli gibi yaşamayı deneyimlemek için bir ailenin yanında özel bir oda veya tamamı size ait bir ev kiralamanız mümkün. Dikkat edilecek hususlar ve İdeal Airbnb Evi Kiralama ile ilgili yazımı buraya bırakıyorum.
Özellikle kuzey ülkelerinde paranızın su gibi aktığını görünce çadır fikri size cazip gelebilir. Eğer doğayı ve kamp hayatını seviyorsanız bir çok Avrupa ülkesinde temiz ve güvenilir kamp alanları var. Değerlendirebilirsiniz. Eğer çadırda kalacaksanız, yanınıza almanız gereken kişisel eşyaları azaltmayı ve çadır malzemelerini listelemeyi unutmayın.
4. PROGRAMLAMA
Uçak bileti ve konaklama seçimi tamamlandıysa not aldığımız görülecek yerlerin üzerinden geçmek ve biraz daha araştırmak yapmak gerekiyor. İnternette bununla ilgili istediğiniz bilgiye kolayca ulaşabilirsiniz. Yemek yenecek kayda değer restoranlar, en lezzetli dondurmacı, en havalı kahveci ve instagramerların fotoğrafladığı o sokağı not almalısınız. Bunun için yapacağınız belli başlı şeyler var. Öncelikle tripadvisor’dan şehrin restoranları listesine bakarak birkaç yorum okuyun. Kafanıza yatanların isim ve adreslerini defterinize not alın.
Acıktığınızda öylesine bir yere gidip şansınıza kalmış bir yemek yemek yerine, doğru ata oynamak hoşunuza gidecektir. Unutmayın; bu yazıdaki amaç, dönünce asla pişman olmamak. Adana‘da Şırdancı Bedo’ya, Dublin‘de Bobo’s Burger’e, Kopenhag’da Munchies’e uğramadan dönmek pişmanlık olabilir.
Yemek işini hallettiysek, diğer adım popüler mekanlar. Bunun için instagram size çok yardım edecek. Arama kısmına gideceğiniz şehri yazıp ‘yerler’ seçeneği ile aradığınızda karşınıza işte not almanız gereken şeyler çıkıyor. Popüler binalar, caddeler, kahveciler.. Beğendiklerinizi defterinize aktarın.. Unutmayın, bu bilgiler hayat kurtaracak.
Gelelim bir diğer adıma. Ulaşım. Havaalanından otelinize veya kalacağınız eve ulaşımı mutlaka öğrenin. Airbnb’de eve nasıl ulaşacağınızla ilgili ev sahibinizden yardım isteyin. Otel’in karşılama yapıp yapamayacağını sorun. Birçok yerde havaalanlarından tren ile şehre ulaşım en ucuz ve sağlam yöntemdir. Böylece taksi ücretlerini bilmediğiniz bir ülkede kazıklanma riskinizi azaltır. Ayrıca şehir içi ulaşım için de kaldığınız yerden bilgi alabilir veya blog sayfalarından yararlanabilirsiniz. Çoğu zaman önceden alınan tren biletleri, haftalık otobüs biletlerinin indirimli olduğu konusunda bilgiler yazılır. Bunlar size avantaj sağlasa da bir şehri en iyi tanıma şeklinin ‘yürümek’ olduğunu unutmayın. İnanın, arada çok fark oluyor. Hadi biraz ayaklar çalışsın.
Son olarak, gezeceğiniz yerleri kalacağınız gün sayısına paylaştırın. Şehrin kuzey bölgesindekileri bir güne, güney tarafında kalanları diğer güne olacak şekilde bir planlama yapın. Son günü serbest gün yapın, bırakın ayaklarınız nereye isterse oraya gitsin. Ya da tüm gün, meydandaki o pastahanede elinizde kahvenizle geleni gideni seyredin. Böylece sadece 4 güne sığdırdığınız bir ülkeden döndüğünüzde dolu dolu, yaşamış ve asla pişman olmamış dönmenin altın kurallarını tamamlamış olacaksınız. Neydi amacımız? ”Dönünce asla pişman olmamak.” Ahh şunu da görseydim, bunu da yeseydim demek yok.
Evet Seyahat planı hazır. Geriye sadece seyahat çantasını hazırlamak kalıyor. Bunu yaparken de tavsiyem; öncelikle yanınızda bulunacak el çantanızı hazırlamakla başlamanız olacak. En değerli olan eşyaları ilk olarak çantaya eklemelisiniz. Pasaport, nakit para, şarj aleti, not defterinizi çantanıza koyun ve hayallerinize doğru uçmak için dış kapıya doğru bir adım atın. :))
Booking Kullanma Kılavuzu’nun kulağa garip geldiğini düşünebilirsiniz. Oysa bir seyahati planlamanın en önemli adımlarından biri doğru otel seçimidir. Çoğu zaman yakın çevremden de bana gelen soruların çoğunluğu, X bölgesinde oteli nereden seçmeliyim? Birçok otel var ama seçim yapmakta zorlanıyorum? Sence merkezde mi kalmalıyım, yoksa sahilde bir otelde mi? İşte bu gibi sorular için size bir Booking Kullanma Kılavuzu hazırladım. Dikkat etmeniz gereken her şey bu yazıda var.
ÖNCELİKLERİNİZİ BELİRLEYİN
Öncelikleriniz neler? Bir şehri tanımak, en başta yürümekten geçer. Eğer Avrupa’da bir şehre gidecekseniz, öncelikle görmek istediğiniz müze, park, cadde veya tarihi yerleri belirleyin. Uzak doğu’da yapılacak bir deniz-kum-güneş üçlüsü için en popüler veya en sakin kumsalları belirlemek önemli bir adım olur. Tropik ada tatillerinde atlanan bir diğer şey ise adanın hangi yönündeki plajların yüzmeye, dalmaya müsait olduğudur. Hangi yönündeki kumsalların beyaz veya altın renginde olduğunu bilmek de önemlidir. Çünkü çoğu zaman tropik tatiller beyaz kum ve palmiyeler için yapılır. Yanlış seçilen otel, güneşlenmek için size beyaz kumlar yerine sert kayalıklar sunabilir. Dikkatli olun. Gece hayatına yakın olmak veya dingin bir tatil geçirmek, ne istediğinize karar verin.
Hayal kırıklığına uğramamak için önceliklerinizi belirlemek ve biraz araştırmak gerekir. Doğru planlama için Seyahat Planlama ile ilgili yazımı incelemek isteyebilirsiniz. Bu noktaları belirledikten sonra, google maps‘den şehrin haritasını açın ve belirlediğiniz noktaların hangi bölgede olduğunu öğrenin. Gideceğiniz bölgeye harita üzerinden çalışmak birçok yönden çok işinize yarayacaktır.
FILTRELEME YAPARKEN DIKKATLI OLUN
Booking.com ‘u açtıktan sonra gideceğiniz şehri, tarih aralığını seçerek arama yapın. Karşınıza çıkan otel listesinden tercihlerinize uygun filtreleme yapın. Standartlarınız 3 yıldızın üzerindeyse 3,4 ve 5 yıldızları işaretleyin. Ayrıca sıralamayı da popüler olanlar veya merkeze uzaklığına göre değiştirmeniz işinize yarayabilir. Yalnız filtrelemenin bazı önemli noktaları var. Bütçeye göre filtrelerseniz bazen seçtiğiniz tutarın bir tık üzerinde olup, tam istediğiniz gibi olan bir tesisi otomatikman devre dışı bırakmış olabilirsiniz. Ya da merkeze biraz uzak olup toplu taşımanın hemen yakınında olan bir tesisi’de elemiş olursunuz.
Benim tavsiyem; sağ üst köşede duran Haritayı göster kısmından yola çıkmanız. Öncelikli noktalarınızı zaten belirlemiştiniz. Bu bölgedeki otellere mouseunuzu üzerinde gezdirerek kolayca bakabilir. Yıldız, puan ve fiyatlarını kolayca görebilirsiniz. Böylece otelin ana yoldan, toplu taşımadan veya görmek istediğiniz yerlerden ne kadar uzakta olduğunu kabaca kestirebilirsiniz.
PUANLAMA VE YORUMLAR ÇOK ÖNEMLİ
Otel seçimi tatilinizi vezir de edebilir, rezil de. Biliyorsunuz Booking üzerinden rezervasyon yapıp tesisi deneyimlemeden sitede yorum yapamıyorsunuz. %10-15 çarptırılma payı olmasını düşünsek de puanlamanın ve yorumların çoğu gerçek kişiler üzerinden yapılmakta. Bu durumda tesisin puan ve yorumları bize yol gösterecek en önemli şeylerden biri oluyor. Eğer seyahatinizin berbat geçmesini istemiyorsanız kesinlikle 7,8’in altında bir seçim yapmayın.
Bazen gıcık karakterli müşteri grupları acayip isteklerde bulunup karşılık görmediğinde oteli kötülemek için ellerinden geleni yaparlar. :)) Mesela grup olarak gelen 3 çiftin 3’ü de ayrı kötü puanlama yapıp, değerlendirmede bulunurlar. Bunlar ne yazık ki kişisel problemleri yüzünden işletmenin puanını aşağı çeken gruplardır. Değerlendirmeleri okursanız bu kişilerin genelde aynı gün veya bir gün farkla alt alta yorumlarını okursunuz. Bu sebepten 8.1 almış işletme aslında bazen 8.6’dan iyi olabilir. Bu durumda yapılması gereken en iyi şey, elediğiniz birkaç otelin yorumlarının en az 3 sayfasını dikkatlice okumak ve kıyaslamaktır.
OZELLIKLERINI OGRENIN
Her otelin sunduğu avantajlar farklıdır. Toplu taşımaya yakın mı? Sonsuzluk havuzu var mı? Kahvaltı dahil mi? Shuttle servisi veya havaalanı karşılama servisi var mı? Uzakdoğu’da havaalanı karşılama ihtiyacı duyduğunuz kadar bir Avrupa şehrinde duymayabilirsiniz. Çünkü zaten tren ağı oldukça gelişmiştir ve size zaman tasarrufu sağlayacaktır. Sonsuzluk havuzu keşfetmek istediğiniz bir Avrupa şehrinde işinize yaramayabilir ama bir tropik ada tatilinde çok önemli bir ayrıntıdır. Bu sebepten şehrin yemek kültürünü de deneyimlemek istediğiniz bir seyahatte, kahvaltı dahil bir otel seçmenin ekstra masraf sayılacağını unutmayın. Çünkü tazecik kruvasanların pişirildiği şirin fırın ve pastaneler veya harika kahvaltı tabakları sunan lokal kahveciler oldukça siz kahvaltıyı otelde yapmayacaksınız. Sırf parasını ödediğiniz bir hizmeti kullanmak için şehrin özel lezzetlerini kaçırmak doğru bir planlama olmayacak.
Son olarak söylemek istediğim; pahalı olan her zaman iyi midir? Bence çoğu zaman, Evet! Booking’de puanlama (yani memnuniyet) arttıkça zaman içinde otelin fiyatı artabilir. Elbette memnuniyet azaldıkça tam zıttı da olabilir. Ama burada bizi ilgilendiren şey, seçimimizin bizi memnun etmesi. Bu durumda en baştaki maddeye geri dönüyoruz. Yani önceliklerimiz. Şehri keşfetmek istediğiniz kısa süreli bir Avrupa kentine sizi maddi olarak zorlayacak ancak hiçbir özelliğinden faydalanmayacağınız parayı ödemek yanlış seçim olacak. Ya da tropik bir adada, plajdaki dandik bungalow yerine biraz daha fazla ödeme yapıp plajdan oldukça uzak ancak ultra lüks bir oteli tercih etmek de sizi mutlu etmeyebilir. Bazen ucuz olan, daha iyi olabilir.